HAYATA BAŞLARKEN
Nasip, kader ne derseniz artık…
Hayata başlarken nasıl bir
hayata, nasıl bir ortamda, nasıl bir aile çevresinde başlayacağınızı
bilemiyorsunuz. Siz seçemiyorsunuz bunu.
Başlıyorsunuz ve yürüyorsunuz.
Tamamen levh-i mahfuzda
yazılanlara bağlı… Bir başka deyişle alnınıza yazılanlara. Levh-i mahfuz ile
alın neredeyse aynı şey…
Neyse…
Nasıl bir hayatla sınava tabi
tutulacağınıza bağlı . Yani mahrum bir hayatla mı, mamur bir hayatla mı?
Yoksulluk sefalet, acı, gam, kederin sağanak sağanak yağdığı melal denizi bir
hayatla mı, yoksa dört başı mamur, var-varlık içinde bir hayatla mı?
Her ne şekilde olursa olsun, her
ne türde bir hayata başlayacak olursak olalım, bu yolda bir kılavuza
ihtiyacımız olacak. Çünkü geleceğe yürüyoruz ve gelecekte ne olduğunu ne ile
karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bu yolculukta bir kılavuza ihtiyacımız var.
Şanlıysanız (kaderinize
yazılmışsa anlamında) hayatı bilen, onu doğru okuyabilen bir ebeveyn
nezaretinde, kılavuzluğunda güvenle geleceğe yol alırsınız. Yahut kitapların
dünyasına aşina, onlarla hemhal olmaya müsait bir yapıdaysanız, onların
kılavuzluğunda yola revan olursunuz. Yok eğer bu konuda bir nasibiniz yoksa,
yani önünüzde yürüyecek, yol gösterecek bir kılavuzdan mahrumsanız, mecburen
kendi başınıza, yapayalnız, düşe-kalka, deneme-yanılmalarla yürüyeceksiniz
hayatı. İşte bu mahrumiyet içinde olanlar için bir kılavuz bu eser.
Eğitimci-yazar Muhammed Mürşid Canbulat, yaşadığı
hayatı yukarıdakilerden hangisinde görüyor bilemem. Lakin yıllar içinde
yaşadıklarından, tecrübelerinden süzülüp gelenleri düşüncenin eti-kemiği olan sözcüklere,
satırlara dökmüş ve benzer hayatlar için, kılavuz arayanlara, bunu Hayata Başlama Kılavuzu olarak
kitaplaştırmış.
Kitabın ilk baskısı 2012’de
yapılmış, sonuncusu 2019’da.
Yıllar önce okuduğum kitabın
‘’Geliştirilmiş 3.Baskı’’ sını da imzalayıp takdim etti Mürşid Hocam. Kitabı
yeniden okudum.
Kitap, yazarın hayata, mesleğe
ilk başladığı Akçakoca’ya yolculukla başlıyor ve art arda yıllar birbirini
kovalıyor.
Kişisel yaşanmışlıklardan hayatın
geneline, hayatın genelinden kişisel hayattaki deneyimlere gidiş-gelişler ve
projeksiyonlarla örülmüş akış. Sıklıkla, yazarın hayatındaki bir patikada mısınız
yoksa genel hayatın bir anlatımında mı yürüdüğünüzü karıştırıyorsunuz….
Öğrenci, genç-yaşlı, çocuk, anne-
baba, öğretmen… Umut, farkındalık, azim, irade… Kısaca insana dair ne varsa,
kitapta var. Bu konularda kılavuzluk ediyor kitap okuyucularına.
Kaynakçası zengin.
Mesleği gereği, eğitimci olması
nedeniyle, hammaddesi insan olan öğretmenlik mesleği ve bu alanda eğitim
yöneticiliği esnasında, insanın ruhuna kalbine dokunan, bazen onurlandıran,
sevindiren, bazen yürek burkan, gözleri yaşartan nice nice olaylar yaşamış.
Bazen bu olaylardan hareketle bir şeyler söylemiş, bazen de hayatı gözlemlerken
düşünce dünyasında demlenen genel-geçer prensipleri almış Hayata Başlama
Kılavuzu’na.
Bu alanda kalem oynatmış yazarlardan sıkça alıntılar
yapmış, onlardan destek almış, onlardan yararlanmış….
Aynı meslekten olmamız ve aynı
dairede (İl Milli Eğitim Müdürlüğünde) uzunca sayılabilecek bir süre benzer
görevlerde bulunmamız nedeniyle, birebir yaşadığı ve anlattığı birçok mutlu ya
da hüzünlü olaya birlikte şahit olmuşluğumuz çoktur. Örneğin, 95.sayfada
anlatılan kaynaştırma eğitimine tabi olan küçük kızın da içinde olduğu programı
izlerken neler hissettiğimi anlatamam. Çok duygulanmış, çok üzülmüştüm… Yine
96.sayfadaki Soner öğretmenin milli eğitime memur olarak ilk atandığı dönem
personel atama birimine bakıyordum. Soner öğretmen Bolu’dan memleketine çoktan
döndü ve daha birkaç ay önce belediyede ziyaretimize geldi. Çay içtik, sohbet
ettik, eski günleri yâd ettik.
Kitapla ilgili söylenmesi gereken
olumsuz bir şey varsa, o da biçimsel özensizliğidir. Başlıklar, bölümler ve
puntolara özen gösterilseydi keşke….
Eğitimci-yazar Muhammed Mürşid
Canbulat’ın Hayata Başlama Kılavuzu’ndan birkaç alıntıyla yazımızı
sonlandıralım:
‘’İleriye dönük planlar yapan
insanlar o planları gerçekleştirmek için çaba harcarlar. Hiç bir plan yapmayanlar
ise, ne için çaba harcayacaklarını bilmediklerinden, sadece önüne gelenlerle
yetinmek durumunda kalırlar…’’
‘’Öyle çok seveceğiniz bir iş
bulun ki, sabahları yataktan kalkmak için sabırsızlanın.’’
‘’Öğretmen, çocuklarına, emekle kazanılan yüz liranın,
bulunan bin liradan daha değerli olduğunu …. öğretmelidir.’’
‘’Bir çocuk bizim öğrettiğimiz
yoldan öğrenemiyorsa, belki de biz onun öğrendiği yoldan öğretmeliyiz.’’
‘’ Çocuk ailede görmediği duyguya
yabancıdır.’’
Hiç yorum yok